Çocukluktan gelen sevilme,kabul görme,tercih edilme isteklerinin önüne geçemedim sanırım yaşantım boyunca.Sevilmek adına yaptığım herşey daha sonrasında kilolarca ağırlık olarak omuzlarıma yüklendi.Sonra da koca bir kamburla hayatın ortasında tek başıma kaldım.O ağırlığı arttırmaya devam etseydim belki şu anda tek başıma olmayacaktım da olduğumdan daha mutsuz daha ümitsiz olacaktım.
Ben gözlerimdeki ışığı kendimden vazgeçtiğimde kaybettim,hayatımı başkalarının ağzından çıkacak bir kaç cümleye bağladığımda,hep o duymak istediğim cümle gelsin diye beklerken kaybettim ben başkaları için kendim olmaktan vazgeçtiğimde gözlerimdeki ışığı kaybettim.
Ben artık o yüzü solgun,gözaltları çökmüş,neşesini,yaşama hevesini kaybetmiş,hayattan bir beklentisi olmayan kız olmak istemiyorum.Hergün beni biraz daha yok eden korkularımdan,beklentilerimden,kabul görme arzumdan,ümitle beklediğim ama belki de hiçbir zaman gerçekleşmeyecek o saçma sapan hayallerimden vazgeçiyorum.
Ne zaman bilmiyorum ama bir gün belki...
İnsan olduğumuzdan mütevellit böyle duygularımız oluyor ama sanırım bizler anlaşılmak uğruna dengeyi biraz bozuyoruz.. Her şey düzelecek, ışığın yine sana gelecek.. Biraz sabır.
YanıtlaSilcanımsın,
Silsabrımız daim olsun...
bende bazen bir kaç yıl önce çekildiğim fotolara bakınca bile böyle hissediyoorum. gözlerimde ki o ışık o heyecan nerede diye hayuıflanıyorum. aramaya umut etmeye devam etmeliyiz. bulmak elbette kolay değil ama bulanlar hep arayanlar değil mi.?
YanıtlaSilne güzel söylemişsiniz "bulanlar hep arayanlar değil mi?" diye.
Sildurmaksızın aramaya devam...