18 Aralık 2020 Cuma

Blogculuk :)



Şimdi bu ne demek diyeceksiniz ki ben hemen anlatayım.Bloger olmak demek birbirine destek olmak demek.

Bende sevgili deeptone da gördüğüm çekilişi paylaşmak istdim.Doğruyu söylemek gerekirse kitabı da merak ediyor fakat almaya cesaret edemiyordum ki bu da bu paylaşımımı yapmaktaki etkenlerden biridir.

Haydi sizde Depresif Patatesin gönderisine bir bakın.

Güzel kitap ;)


Kitap Çekilisi




17 Aralık 2020 Perşembe

Oldu Da Bitti Maşallah.

Can tatlı tabi,aksini söyleyen olur mu bilemedim.Nerden esti derseniz geçen hafta küçük bir operasyon geçirdim ondan söyledim.Küçük dediğim süresi 30-45dk ama acısı ömürlük sanki.Ne demeyin söyleyemem :)

Pandemi döneminde buna cesaret ettiysem siz düşünün yarattığı rahatsızlığı.Fatih'te özel bir hastanede 1 gece yattım.Aylardır dışarı çıkmayan annem mecburen refakatci olarak yanımda kaldı.Kimseyi yanımda istemedim,telefonu kapattım kimse arasın da istemedim işte değişik bir hal.

45dk lık ameliyatı 45 sene anlatacak malzemem var ama  sizi sıkmak istemem :)


Kısaca can tatlı arkadaşlar CAN TATLI....  

2 Aralık 2020 Çarşamba

Yahya Efendi Türbesi...

 




Çok gezen mi çok okuyan mı bilir derler ya bence her ikisini bir arada yapan en çok bilendir :)

Bir kitap okudum kitapta geçen Türbeyi ziyaret ettim bu durumda ne oluyor en çok bilen ben oluyorum :P

Günlerdir o kadar çok yazmak istiyorum ki anlatamam size,istiyorum da ne oluyor sanki oturup da yazıyor muyum sanki :(  Keyfim yok boşlukta gibiyim depresyon desen değil aslında ne olduğu belli değil.Hep elhamdülillah diyen ama hiç tatminde yaşayamayan bir kulum rabbim bu günümüzü aratmasın.

Gelelim konumuza Yahya Efendi Türbesi de nereden çıktı diyebilirsiniz, anlatayım.

Tarık Tufan'ın son kitabı Kaybolanda adı bir kaç defa geçince sürekli gittiğim Beşiktaş'ta hiç farketmediğim bir yer olduğunu anlayıp utanarak kitabı bitirir bitirmez çaldım türbenin kapısını.Bu arada kitabı da yarın anlatacağım.

Ben türbenin kapısını çaldım, Rabbim de beni Yahya Efendinin evinde huzuruna kabul etti.O kadar güzel o kadar ferah o kadar huzur verici bir yer ki daha önce nasıl görmemeşim, ayda en az 4 defa gittiğim Beşiktaş'ta nasıl o yokuşu farkedip girmemişim bilemedim.Gittim gördüm namaz kıldım dua ettim o güzel manzarada İstanbul'u izledim kedileri sevdim. En kısa zamanda tekrar görüşeceğiz diyerek müsade istedim.

Bu arada hiç bu kadar kediyi bir arada bir bahçede görmemiştim hepsi birbirinden sevimli küçüklü büyüklü onlarca kedi.Hiç köpek olmayışı dikkatimi çekti o ayrı.

Eşsiz bir yer muhakkak gidin ve görün.

Yahya Efendiyi anlatmak bana düşmez onun için size kendisinden bahseden wikipedia linki bırakıyorum.

Yahya Efendi Kimdir?







5 Kasım 2020 Perşembe

Anlamlar Anlamsızlıklar




Bu fotoğrafı sanırım 1 ay önce çekmiştim,Otobüse bineceğim yoldaki istimlak duvarında duruyordu,tek başına etrafında aynı türden giç çiçek yoktu ki görüyorsunuz altı beton.
O kadar güzel göründü ki gözüme,dedim ki ait olmadığın yerde durunca böyle göze çarpıyor her canlı.Hemen kendine anlam oluşturma hali doğdu bende.
Sonra da dedim ki kızım sen her gördüğünden bir anlam çıkarmaya çalışırsan kafayı yersin gördün güzel işte unut gitsin bu kadar olsun sende yarattığı anlam.
Ama yaptım mı bu dediğimi , Hayır.




 Bu fotoğrafı da bu sabah işe giderken Şişhane metrosunu hemen önünde çektim.M7 metro hattı açıldığından beri 2 metro ile geliyorum işe ki dört gözle bekliyordum açılmasınıçok mutlu oldum, sabah  ama özellikle de akşamları çok faydasını görüyorum hattın,sadece araç 4 peron geldiğinden çok kalabalık oluyor sıkıntım bu.
Bu sabah farkında olmadan farklı bir asansör kullanmışım ve kendimi olmadık bir yerde buldum,geri dönmek istemediğimden o yolu kullanarak işe gittim ve geç kaldım :)
Olsun bu sayede çok güzel bir gök kuşağı görmüş oldum.
Her şerde vardır bir hayır.
Bunun anlamı da böyle olsun.


Bu arada bloğuma ziyaretleriniz beni çok mutlu ediyor sevgili deeptone sayesinde bir çok kişi ile tanışma fırsatım oldu.Bloğumun saati bile yanlışmış 2 defada düzelttirebildi bana :)))

Hepinize varlığınız için çok teşekkür ederim.
Güzel günlerde güzel haberlerde görüşmek ümidiyle...

20 Ekim 2020 Salı

Sahnede Bir Hayat / 1984 - Büyük Gözaltı


Dün akşam Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi'nde İBB'nin katkılarıyla hazırlanan 1984 oyununu izledim.

Rutkay Aziz'i sahnede görmeyi çok istemiş fakat oyunları kaçırmıştım ki twiterda İbb nin Kültür Sanat sayfasındaki haberle hemen biletimi aldım.Tek başıma izlemek istedim kendimle başbaşa kalmak istediğim zamanlar yaşıyorum ki bu oyun bunun  için çok iyi geldi.

Öncelikle belirtmeliyim ki biletleri Biletix üzerinden temin ediyoruz ki bu çok sinir bozucu.Bilet ücreti , hizmet ücreti dijital bilet ücreti diye 3-5 demeden ilave bedel tahsil ediyor sizden.Gerçekten çöpe atsam o parayı bu kadar üzülmem.

Oyuna gelince,havalar soğudu malum bende sabahtan depresiftim zaten iptal edecektim ama akşama doğru kalk ve kendin için bir şeyler yap diyerek gittim.Cemil Topuzlu Sahnesini bilenler oranın dolu ve boş hallerini tahmin edebilirler.Doğrusu seyirci çok azdı ve bu beni üzdü.200-300 kişi belki vardık.Alan boş olduğu için de hepimiz önlere doğru alındık.Bu açıdan memnun oldum.

Oyun George Orwell'in 1984 kitabından uyarlanmış yönetmeni Rutkay Aziz ,çok fazla olmasa da kendisini de sahende görüyoruz.

Oyunun odağında Taner Barlar ve Ekin Aksu var.İkisi de çok başarılıydı.Oyun 100dk - 2 perde 

oyunun sonunda Taner Barlas "ÖZGÜRLÜK 2+2=4 DİYEBİLMEKTİR"diye haykırıyor ve ardından Zülfü Livaneli'nin EY ÖZGÜRLÜK şarkısı çalıyor ki o anda tüylerim diken diken oldu.

Kendi adıma soğuk ama keyifli bir geceydi.

Emeği geçen tüm sanat emekcilerine saygılarımla.



Sizin için şarkıyı da buraya bırakıyorum ;)


Ey Özgürlük

26 Eylül 2020 Cumartesi

Bu fotoğrafı bu sabah , annem odamın kapısını açıp günaydınnnn diye sevgi pıtırcıkları gibi benimle iletişim kurmaya çalışırken  var olan enerjimi konuşarak harcamamak adına elimi sallarken çektim.İçimde bir hüzün var aylar sonra beni buraya tekrar getirecek kadar yoğun bir hüzün.Kimseye anlatamadıklarımı kendime yazacak kadar bir hüzün.

Annem daha beni uyandırmamışken babamın bana Sesiiiiil diye seslendiğini duydum, duymamalıydım.

Babam 2018 Kasımda rahmete kavuştu,duymamalıydım.Odama girmezdi hiç.Okula,sınava,işe geç kalacağımı düşündüğü anlarda koridorun başından dış kapının önünden Sesiiil diye seslenir bende kalktım derdim.

Bu yaşıma kadar hiç uykuda kalmadım ki ben hep vaktinden erken uyandım ama vakit gelene kadar hiç yataktan çıkmadım.

İçimde kara bulutlar,İstanbul'un en kasvetli anlarında büründüğü hal gibiyim.Rüzgar bir o yana bir bu yana sallıyor beni, yağmur desen her yanımı ıslatmış.Avare avare geziyorum sanki sokaklarda.

Dün gece çoook uzun zamandır ağlayamadığım kadar ağladım,kapakları açılmış baraj misali döküldü yaşlar gözümden,sabah da babam Sesiiiil diye seslendi de ben de kalktım işte.

Bu günün hikayesi bu,nedenleri nasılları belli ama yazabildilerim bu.