26 Eylül 2020 Cumartesi

Bu fotoğrafı bu sabah , annem odamın kapısını açıp günaydınnnn diye sevgi pıtırcıkları gibi benimle iletişim kurmaya çalışırken  var olan enerjimi konuşarak harcamamak adına elimi sallarken çektim.İçimde bir hüzün var aylar sonra beni buraya tekrar getirecek kadar yoğun bir hüzün.Kimseye anlatamadıklarımı kendime yazacak kadar bir hüzün.

Annem daha beni uyandırmamışken babamın bana Sesiiiiil diye seslendiğini duydum, duymamalıydım.

Babam 2018 Kasımda rahmete kavuştu,duymamalıydım.Odama girmezdi hiç.Okula,sınava,işe geç kalacağımı düşündüğü anlarda koridorun başından dış kapının önünden Sesiiil diye seslenir bende kalktım derdim.

Bu yaşıma kadar hiç uykuda kalmadım ki ben hep vaktinden erken uyandım ama vakit gelene kadar hiç yataktan çıkmadım.

İçimde kara bulutlar,İstanbul'un en kasvetli anlarında büründüğü hal gibiyim.Rüzgar bir o yana bir bu yana sallıyor beni, yağmur desen her yanımı ıslatmış.Avare avare geziyorum sanki sokaklarda.

Dün gece çoook uzun zamandır ağlayamadığım kadar ağladım,kapakları açılmış baraj misali döküldü yaşlar gözümden,sabah da babam Sesiiiil diye seslendi de ben de kalktım işte.

Bu günün hikayesi bu,nedenleri nasılları belli ama yazabildilerim bu.