Herkese Merhaba;
Kanalıma “bloğuma hoşgeldiniz” J güzellemesiyle başlayayım.
Uzun zamandır kendimle dertleşemediğimi fark ettiğim bir
anda canım Burçin’in bloğunda gezinirken neden yazmadığımı sordum kendime,"neyi
bekliyorsun yaz işte zaten yazmayı anlatmayı seviyorsun" dedim ve blog yazmaya
karar verdim.Eskiden çooook eskiden gençken de yazardım ama sonra hepsini
sildim.
Özgür olduğum bir alan istiyorum.Önceleri instagramda,bir ara
twiterda buna sahip olduğumu zannediyordum ki akraba istilası,yargılayan
arkadaşlar,gereksiz yorumlar yaparak duygularınızı sabote eden insanlardan
sonra gittikçe oralardan uzaklaşmaya başladım.Buralarda ne kadar kalırım
bilmiyorum ama uzun soluklu olmasını diliyorum.
Gelelim bloğumun ismine;
Bir sabah işe giderken dinlediğim Aşkın Nur Yengi ve Mehmet Erdem
düetinde tamda bloğu düşünürken Mehmet Erdem ;
Ben kendimi kurban verdim
Sen oldum, sen de kayboldun
Yalnız uçmayı öğrendim
Kanatlarım varmış meğer benim
Sen oldum, sen de kayboldun
Yalnız uçmayı öğrendim
Kanatlarım varmış meğer benim
diyiverdi de aydınlandım sanki.Yalnız uçmayı öğrendiğim bu
zamanlarda kanatlarımın olduğunu fark ettim tam da seni anlatmıyor mu diye
otobüsde bir sevinç çığlığı atmadığım kaldı J
İşte tam da kanatlandığım bu zamanlardan yazıyorum
kendime,sizlere.
Haydi hep beraber uçalım…