19 Ağustos 2021 Perşembe

Ölüler Kıraathanesi - FATİH GEZER

 

    İlk defa bir kitap hakkında doğru cümleleri kuramayacağım endişesiyle başlıyorum yazmaya. Öncelikle kitabın yazarı Fatih Gezer'den bahsetmek gerekir ki bence büyük bir övgüyü hakkediyor. Kendisini daha öncesinde tanımadığımı da üzülerek belirtmek isterim, müzik ve televizyonla ilgilenmiş ama bence iyi ki kitap yazmış 😊

Kitabın kurgusu, dilinin akıcılığı bence olağanüstüydü. 2021 yılında okumaktan bu denli keyif aldığım başka bir kitap olmadı. Yolda yürürken okudum, toplu ulaşımda okudum, kitabı okumak için çok defa evden erken çıkıp bir çay bahçesine gidip okudum, iş yerinde fırsat yaratıp 2-3 cümle okudum.Kısaca okumak için vakit yarattım.

Kitabı nasıl anlatmalı bilemiyorum. 2021 yılı Vedat Türkali İlk Roman ödülü aldığının da altını çizmekte yarar var.

     Birbirine benzer ama birbirinden bir o kadar da farklı 8 ayrı karakteri anlatıyor kitap ,içlerinden biri de bir Kangal kırması  köpek Lessie ya da asıl ismiyle Hektor. O kadar çok sevdim ki bu köpeği sanırım en çok onun hikayesine güldüm. Evet güldüm içinde 8 ayrı hüzün barındıran ama aynı zamanda güldüren bir kitaptı Ölüler Kıraathanesi. Her bir karakteri , ölümle sonuçlanan o günü ve kendi hikayelerini anlatıyordu ki Muhsin’e kadar esrarı çözememiştim bende. En sevmediğim karakter de Muhsin’di bu arada.

Kitabı gerçekten çok ama çok sevdim belki ilerde bir gün sıcak, samimi bir ortama ihtiyaç duyarsam tekrar Ölüler Kıraathanesi’ne yolum düşer kim bilir.

 

Ellerine sağlık Fatih Gezer, bir sonraki kitabını merakla bekleyeceğim…

(Kitabı okumaya geçtiğimiz hafta başlamıştım o gün de Beşiktaş’taki Yahya Efendi Türbesine ziyarete gitmiştim fotoğraf da oranın hatırası)


14 Ağustos 2021 Cumartesi

Gülünün Solduğu Akşam - ERDAL ÖZ

     Okuduğum ilk Erdal Öz kitabı, içim,kalbim sızladı her bir satırda. Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in cezaevindeki son günlerini anlatıyor. Daha doğrusu Erdal Öz’ün Ankara Bir Numaralı Mamak Cezaevinde Deniz Gezmiş ile bir arada kaldığı dönemde Deniz Gezmiş’in “Bizi sen yazmalısın.” demesiyle başlayan bir serüven. Belgeler, notlar, görgü tanıkları ve ailelerin anlattıklarıyla oluşmuş bir kitap. Kitabın genelini Rodrigo’nun Gitar Konçertosu’nu dinleyerek okudum. Deniz Gezmiş asılırken bu konçertoyu dinlemek isterim demiş. Hissettiklerinin düşündüklerinin milyonda birini hissedemem biliyorum ama o kadar etkiledi ki beni anlatamam sanırım size. İnsan olmanın, vicdanlı olmanın ne demek olduğunu sorgulattı bana. Sorgulamalar, işkenceler, imzalatılamaya çalışılan ifadeler, ahhhhhh dedim ahhhh.




Size bu üç fidanın asılmadan önceki son sözlerini bırakıyorum. 

DENİZ GEZMİŞ 06.05.1972 01:25

“Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm’in Leninizm’in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının devrimci bağımsızlık mücadelesi. Yaşasın işçiler, köylüler. Kahrolsun Emperyalizm."

YUSUF ASLAN 06.05.1972 02:25

"Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu uğrunda şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler, bizi asanlar, şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz. Biz halkımızın hizmetindeyiz. Sizler Amerika'nın hizmetindesiniz. Yaşasın devrimciler, kahrolsun Faşizm.

HÜSEYİN İNAN 06.05.1972  03:00

"Ben hiçbir kişisel çıkar gözetmeden ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu için savaştım. Bu an'a kadar bu bayrağı şerefle taşıdım. Bundan böyle bu bayrağı Türk halkına emanet ediyorum. Yaşasın işçiler, köylüler. Yaşasın devrimciler. Kahrolsun Faşizm.

Ve tabi ki ERDAL ÖZ,

6 Mayıs 2006 da infazların gerçekleştiği tarihten tam 34 sene sonra kansere yenildi. Bıraktığı eserler ve kurucusu olduğu Can Yayınları hatırasını yaşatmaya devam etmekte. İyi ki Erdal Öz’le Gülünün Solduğu Akşam ile tanışmışım.

Gidenlere sonsuz saygı ile…