8 Temmuz 2019 Pazartesi

Devran


Devran;
Sevgili Selahattin Demirtaş’ın ikinci öykü kitabı. Demirtaş’ı  beyefendiliği, duruşu, bilgisi, mücadelesi nedeniyle zaten çok severdim.İlk kitabı Seher’de kitaplığımda ama daha okumak kısmet olmadı.

             Geleyim Devran’a,ilk öykü Gün Olur Devran Döner’i okuduğumda üzüldüm, etkilendim ama ne olur devamı böyle olmasın dedim içimden. Acıdan o kadar bıktık ki hepimiz hep dram hep dram nereye kadar.
Ki sağ olsun Demirtaş kitabın devamındaki hikayeleri o kadar güzel kurgulamış ve yazmış ki çok keyifle okudum.
Her hikâye ayrı bir etki bıraktı bende kimisinde üzüldüm kimisinde gülümsedim en güzeli hem toplumsal konulara değinmiş olması hemde her çevreden insandan bahsetmesi.
Kürtçe isimleri çok severim Baran,Berfin,Dilan değil de daha özgün daha az bilinen.En sevdiğim Rodin'dir mesela anlamlıdır benim için belki bir gün onun hikayesini de anlatırım kim bilir. Baran'ın Beşiği'ni okurken kadın karakterin adı ŞEVİN' di ben şev (gece)'den türediğini düşünmüştüm.Gecenin güzel zamanıdır herhalde dedim ama iki anlamı varmış meğer bir gece ile ilgili diğer ise çobanların havalar ısındığında koyunlarını dışarda uyutması olayına verilen isimmiş.Her durumda sevdim güzel isim.Aklımda bulunsun :)

Kitap gerçekten akıcı ve güzeldi.İsterim ki okurken ön yargılarınızı yıkın,düşünün anlamaya çalışın belki o zaman bizden olmayana karşı empati kurmaya başlayabiliriz.

Selahattin Demirtaş'ın en kısa zamanda özgürlüğüne kavuşması temennisiyle...


2 Temmuz 2019 Salı

Sevmek Öğretilebilecek Bir Duygu Mu?


      Elbette ki bloğumda kitaplardan bahsedecektim aksini düşünmüş olamazsınız bence.

Bahsedeceğim bahsedeceğim  de ilk yazımın bir kişisel gelişim kitabına ait olabileceğini düşünmemiştim. Aslında bu kitabı seçmemin nedeni hem çok yeni okumuş olmam hem de bende bıraktığı etkisi.

Ne demişler bu hayatta “Büyük lokma ye büyük konuşma” işte böyle böyle bu hallere düşüyoruz. Yazar Guy Fınley’in bir önceki kitabını (Vazgeçebilmek) görmüş de bir ton laf etmiştim kim okuyor bunları diye. Hatta Sevebilmek kitabını D&R da görmüş kusan emoji  ile instagrama storisini atmıştım. 
Ahhhh ahh insan kendini ne hallere düşürüyor dostlar.
İşte hasta olunca şifayı her yerde arıyorsun Guy – Muy aldık kitabı okuduk. 

Gelelim içeriğine. Aslında kitapta bilmediğimiz hiçbir şey yok. Sadece görmezden geldiğimiz gerçekler bir kez daha gözümüze sokuluyor.

 Kitap diyor ki;
·   Seviyor musun kardeşim o zaman sevgine sahip çıkacaksın.
·  Ortada bir kavga mı var, kavga tek taraflı olmaz demek ki sen de yanlış birşeyler yapıyorsun.
·  İkili ilişkilerinde bir problem mi yaşıyorsun olayları bir de 3.bir kişi olarak gözlemle.
·  Söylediğin bir cümlenin kavga çıkartacağını biliyor ama tutamıyor musun kendini. O anlarda söylediklerinin etkisini görmek için o cümlelerin sana söylendiğini düşün ve karşınızdaki kişide yarattığın etkiyi anlamaya çalış.
·  İnsan sevdiğinin canı yansın istemez, sevdiğinin canını yakmak için çabalama.
· Yıllar öncesinde yaşadığın güven problemlerini şimdiki ilişkilerine yansıtma. Geçmişin üstünü tamamen ört. Yaşadığın sıkıntıların sorumlusu şimdiki partnerin değil unutma.
· Kavgalarınızı 2 türlü gözünün önüne getir. Söylediğin bir cümlenin ilişkini uçuruma sürükleyeceğini aksi bir cümlenin de sevgine değer katacağını unutma.
· Karşındakini değil kendini değiştirmeye çalış, kendi yanlışlarını gör.

vs.

Aklıma geldikçe maddelere eklemeler yapacağım.

Kitabı okurken her söylediğine hak verdim valla dedim doğru o da bu da doğru helal haklısın.
Ama diğer yarım ben yapamam bu dediklerini boşa konuşma dedim.Ya içim şişmiş bağırıp çağırmazsam çatlayacağım ama yok dur 3.göz olup bakayım nasıl görünüyorum deyip duracağım olacak iş değil.
Dedim dedim de yaptım da durdum baktım hem kendime hem karşımdakine kendimi karşımdakinin yerine koydum oluşan o durumun ikimize de verdiği zararı tarttım ve aynen kitapta dediği gibi davrandım.
Sonuç ne mi oldu?
Kavga etmedik, birbirimizi kırmadık.


Kitapta anlatılanlar hayatımızın geneline yayabilirsek faydalı olabilecek öneriler, ailemizle, arkadaşlarımızla, eşimizle, sevgilimizle daha doğru iletişim kurabiliriz. İlk başlarda ya yine mi ben düzeltmek için uğraşıyorum diye düşünebiliriz (ben düşünüyorum J ) ama işte önce kendimizi değiştirmezsek karşımızdakinin değişmesini bekleyemeyiz değil mi?